Çocukluk çağı hastalığı olarak bilinen ishal, özellikle yaz aylarında yetişkinleri de tehdit eden bir sağlık sorunu. Yoğun sıvı kaybına neden olan ve erken dönemde tedavi edilmezse ciddi sorunlara yol açan ishal, özellikle “kişisel temizlik kurallarına dikkat etmeyen, el yıkama alışkanlığı olmayan, yiyecekleri tüketmeden önce iyi yıkamayan ve yeterince pişirmeyen, güvenli içme ve kullanma suyuna ulaşamayan kişilerde görülüyor. Acıbadem Adana Hastanesi Aile Hekimi Dr. Filiz Arabacı, “İshal kısa ömürlüdür ancak ağır ishal vakalarında kişi günde 13-14 litre su kaybedilebilir. Bu da yaşamsal sorunlara neden olabilir. Bu nedenle hem önlem almak hem de ishal ortaya çıkar çıkmaz hekime başvurmak büyük önem taşıyor” diye konuşuyor.
Belirtiler sıvı kaybına bağlı
Tıptaki adıyla diyare, gün içinde genellikle normalden daha sık sayıda, gevşek ve sulu dışkının çıkarıldığı bağırsak hareketleri olarak tanımlanıyor. Acil ve sürekli olarak tuvalete gitme ihtiyacı, büyük tuvaleti tutamama, susuzluk, kusma bulantı, halsizlikle karın bölgesinde gaz şikayetinin ishalin en büyük belirtileri olduğunu anlatan Dr. Filiz Arabacı, “Eğer sıvı kaybı az ise kişi susuzluk yaşar. Orta derece bir sıvı kaybında ise ağızda kuruma, huzursuz ruh hali ve idrar miktarında azalma gibi belirtiler görülebilir. Vücudun yüzde 10’luk kısmında bir sıvı kaybı yaşanıyorsa, şikayetler daha şiddetli ortaya çıkar” diyor.
Yaz aylarında ortaya çıkan bakteriyel enfeksiyonlar sıklıkla; ateş, kusma, mide bulantısı ve karın ağrısı şikayetlerine yol açıyor. Ateşin bazen 39 derecenin üzerine çıkabildiğini belirten Dr. Filiz Arabacı, ishale kusmanın eşlik ettiği durumlarda sıvı kaybının artmasının tabloyu daha ciddi bir hale getireceğine dikkat ekiyor. “Önlem alınmadığında vücuttan fazla miktarda sıvı kaybı ile birlikte akut böbrek yetmezliğine yol açabilecek ciddi tablolar ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple bol su ve ayran, meyve suyu gibi içeceklerle kaybedilen sıvının tekrar alınması sağlanmalıdır” diyor.
Sıcak havalarda risk artıyor
Hava sıcaklıklarının giderek artması ile enfeksiyona neden olan bakteriler de besinlerde kolay ve hızlı bir şekilde üreyebiliyor. Besinlerin saklanma koşullarına bağlı olarak mikroplarda ve ürettikleri toksinlerinde artış görüldüğünü kaydeden Dr. Filiz Arabacı, uzun süre dışarıda açık bir şekilde beklemiş olan gıdaların tüketilmemesini öneriyor.
İshale sebep olan birçok farklı mikrop bulunduğunu söyleyen Dr. Filiz Arabacı, rotavirüs, norwalk, astro virüs gibi virüslerin antibiyotikle tedavi edilemeyeceğini belirtirken “Campylobacter, Salmonella, Shigella ve Escherichia coli gibi bakterilerin sebep olduğu ishallerde antibiyotik kullanılabilir. Fakat genellikle bakteri türü belirlenene kadar kişi zaten iyileşmeye başlamış olur” diye konuşuyor.
Dalgınlık, aşırı susuzluk göstergesi
Vücuttan fazla miktarda su ve sıvı kaybı olması olarak tanımlanan dehidratasyon durumunun ilk belirtisi susama hissi olurken, artan kayba bağlı olarak dudak ve ağız kuruluğu, uykuya meyil, gözyaşında azalma veya gözyaşının gelmeyişi, göz kürelerinde çökme, nabızda hızlanma, el ve ayaklarda soğukluk, derin veya hızlı solunum, idrar miktarında azalma olabiliyor. Ağır dehidratasyonda dalgınlık, kan basıncında düşme, hiç idrar çıkarmama ve şok görülebildiğini anlatan Dr. Filiz Arabacı, “İshal tedavisi belirtilerin şiddetine ve sıvı kaybına bağlı olarak planlanıyor. Kan ve mukus olan kanlı ishal durumlarında, yüksek ateş ve şiddetli karın ağrısı ile seyreden vakalarda antibiyotik kullanımı gerekebiliyor. Ancak doktorun önerdiği ilaçların dışında başka ilaç kullanılmamalı” diyor.
Yağlı yiyeceklerden kaçının
İshal süresince doğru beslenme büyük önem taşıyor. Yağlı ve lifli yiyeceklerden uzak durulmasını öneren Dr. Filiz Arabacı, “İshale ne iyi gelir?” sorusunu şöyle cevaplıyor:
“Patatesin ve muzun, potasyum kaybını önlemek açısından en önemli gıdalar olduğu söylenebilir. İshale iyi gelen yiyecekler arasında çorba, haşlama, püre, makarna ve pirinç yer alır. Bunların tüketimi, ishali kesmek için faydalıdır. İshal tedavisinin en önemli kısmı sıvı ve elektrolit kaybını önlemektir. Vücudun ishal nedeniyle kaybettiği sıvı ve tuzları mümkünse ağız yoluyla geri alması sağlanmalı, beslenmenin sürdürülmeli ve vakit kaybetmeden doktora başvurulmasıdır.”
Korunmada ilk kural, el temizliği
İshalden korunmanın ilk kuralı, el yıkamaya özen göstermek. “Ellerinizin, ön ve arka tarafının, parmak aralarının ve tırnak içlerinin iyice temizlendiğinden emin olana kadar yıkamaya devam edin” diyen Dr. Filiz Arabacı, su ve gıda güvenliği konularında şu önerilerde bulunuyor:
“Mutlaka temiz su tüketin. Bulunduğunuz bölgede kuyu suyu ya da depo suyu kullanılıyorsa, klor kullanma talimatına uygun şekilde suyunuzu klorlayın. Zorunlu hallerde suyunuzu en az 10 dakika kaynatarak kullanın. Tüm meyve ve sebzeleri tüketmeden hemen önce bol ve temiz su ile yıkayın. İyice piştiğinden emin olduğunuz gıdaları tüketin. Pişirilmiş dahi olsa uygun şekilde saklanmayan gıdalarda mikrop üreyebileceğini unutmayın. Uygun şekilde saklanan gıdalarla beslenin. Açıkta satılan ürünleri tüketmeyin. Kümes hayvanları, kasaplık hayvan etleri ve ürünleri tam olarak pişirdikten sonra yiyin. Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanınız.”
İshal yapan etkenler, hastanın çevresindeki kişilere de bulaşabiliyor. Üstelik bu rahatsızlığı düzelen kişi birkaç gün süreyle daha bulaştırıcı olabiliyor. Aile içinde bulaşmayı önlenmek için hastanın kullandığı tabak, çatal, kaşık ve bıçağın temizlenmeden başkalarınca kullanılmaması gerektiğine dikkat eden Dr. Filiz Arabacı sözlerini “Hastanın özellikle dışkı ile temas etmiş kirli kıyafetleri sıcak su ile yıkanmalı, tuvalet klor içeren temizleyicilerle ya da çamaşır suyuyla temizlenmelidir” diye tamamlıyor.