Değerli basın mensupları; Sivil Toplum Kuruluşları olarak bugün 3 Eylül 2019 da çocukları kandırılarak zorla dağa çıkarılan yüreği evlat hasretiyle yanan terör mağduru Anadolu kadınlarının başlattığı evlat nöbeti tutan ve sayıları her geçen gün artan annelere, babalara, ailelere destek olmak için bugün burada toplandık. O annelerin, babaların nöbeti ne kadar kutsal ve önemliyse, bizim burada onlara destek amacıyla bir araya gelmemiz de o kadar önemli ve değerlidir.
PKK terör örgütünün katliamlarını lanetliyoruz. Diyarbakır’da analarımızın, yürekleri dağlayan feryatlarını dindirmek, yeni bir tarih yazmak ve safları sıklaştırmak için omuz omuzayız. Yaşama hakkımızı haykırmak, insanlık onurunu korumak için buradayız. Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan annelerimiz, sizlerin gözyaşı bizim gözyaşımızdır. Bu eylem, zulme başkaldırıdır. Yıllardır sessiz bir çığlık vardı, zulme karşı o çığlık artık patlama noktasına geldi. Anneler artık seslerini duyurmak istiyor. Onların yanındayız, yaşadıkları acıyı hissediyoruz, mücadelelerine ortak olduğumuzu buradan haykırıyoruz.
Annelerimizin bu isyanı, elinde binlerce masum insanın kanı olmasına rağmen her fırsatta kadın haklarından dem vuran, annelik duyguları üzerinden timsah gözyaşları döken eli kanlı örgüt ve uzantılarının gerçek yüzünü gösteren ibretlik bir durumdur.
Yıllardır Türkiye’de devam eden terör sorunu, Diyarbakır HDP binası önünde evlat nöbeti tutan yüreği yanmış cesur, kararlı ve kahraman annelerimizin attıkları adımlarla farklı bir boyuta taşınmıştır. Çocukları için nöbet tutan ve yıllardır evlat hasreti çeken ailelerimiz, annelerimiz toplumsal barışı, huzuru ve güvenliği dinamitleyen terör örgütü PKK ve işbirlikçilerinin kirli düzenini bozmak için tarihi bir duruş sergilemektedir. Teröre karşı bu dik duruş, her geçen gün çığ gibi büyüyen bir destek görmektedir.
Aileler, okul çağındaki çocuklarının örgütün pençesine düşerek karanlık bir geleceğe doğru yol alacağının farkındalar. Evlatlarının terör örgütü tarafından istismar edilip, şiddete uğrayacağını, karşı çıkmaları halinde infaz edileceğini,çocuklarının daha gençliğinin en güzel günlerini yaşamadan eline silah tutuşturularak askerine, polisine, vatanına, kardeşine silah sıkacak ölüm makinesine dönüştürüleceğini biliyorlar.”
“Terör örgütü, şimdi çocukları için korkusuzca bekleyen ve teröre karşı haykıran kahraman, cesur ailelerin seslerini kısmak için çabalıyor. Ancak kararlı, cesur annelerimizi susturamayacaklar. Biliyoruz ki, annelerin gözyaşları ve kararlığı bir çok söylemden daha etkilidir. Şundan hiç şüphemiz yok ki; annelerimizin yüreğindeki ateş, terörü bitirecek. Biz çocuklarının yerlerinin ailelerinin yanı olduğunu, bu bölücü terör örgütünün kirli emellerine teslim edilmemesi gerektiğini biliyoruz. Bu yüzden Diyarbakır’daki annelere sonsuz destek için alanlardayız. Annelerimizin ve ailelerimizin sesini duyacağız. Kandırılarak dağa giden gençlerimize de sesleniyoruz. Gelin devletinize sığının. Aramıza nifak sokmaya çalışan, sizin gençliğinizi elinizden alan, ailenizden, yurdunuzdan sizi koparan, PKK terör örgütü ve onun uzantılarının maşası olmayın. Annelerimizin ve ailenizin yüreğindeki ateşi söndürün.
Türkiye terörden çok çekti. Başladığı tarihten bu yana 20 bin çocuk terörün kurbanı oldu. Buradaki aileler de çocuklarımız elimizden alındı, kandırıldı diye feryatlarını yükseltiyorlar. Çocukların yeri eğitimdir, çocukların elinde silah değil kalem olmalıdır.”
Kalbimizle, yüreğimizle, insanlığımızla sonuna kadar Diyarbakırlı annelerimizin yanındayız. Bu sorunun çözümü için herkes elini taşın altına koymalıdır. Bu annelerimizin sesine ses verin. Bu annelerimizin isyanı, teröre karşı bir isyandır. Bu alanda toplanarak bizlere destek veren ve Diyarbakır’daki annelerin, ailelerin gözyaşlarına, acılarına ortak olan herkesi saygıyla selamlıyoruz.”