Son dönem de tüm güçleri ile ülkemize açıktan veya kapalı düşmanca tavır alan ülkelerin, tek amacı TÜRKİYE Doğu Akdeniz de geri adım atsın isteğidir.
MAVİ VATAN diyerek indiğimiz bu haklı yoldan bizi döndürerek iç denizimiz durumundaki Akdeniz de bizi sadece kıyı BALIKÇILIĞINA MAHKUM etme hesapları yapılmakta.
İsrail örneğinde olduğu gibi, Filistinli Balıkçılara yapılan zulüm örneğini Türkiye kabul etsin, uğraşı içinde olanlar bu kez beyhude hesaplar peşindeler. Sondaj gemilerimiz bu gün limanlarımıza dönse, belki de içte ve dışta bundan mutlu olacak ciddi bir grup var gibi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macro’nun AB ülkelerini bize karşı organize etme çabası, yapılan son diplomatik girişimler ile fiyasko olmuştur. Sömürgecilik tarih boyunca en büyük, işi olan Fransa; TÜRKİYE’YE karşı her organize de başı çekmektedir. Güney Kıbrıs ve Yunanistan ise ABD ile iş tutmak telaşına düşmüştür. Türkiye ise kararlı duruşu ile DOĞU AKDENİZ ve LİBYA konusunda menfaatleri doğrultusunda hareket etmenin mesajlarını vermektedir.
Syn Cumhurbaşkanının Şubat başı başlayacak olan, KÖRFEZ ÜLKELERİ ZİYARETİ kartların tekrar karılmasına vesile olacak gibi görünüyor.
YURTTA SULH, CİHANDA SULH politikası izleyen TÜRKİYE artık eski ROL BİÇİLEN değil, ROL BİÇEN konumundadır.