İşte bu nedenle, çok az kişi düşünür demiş üstat.
Allah cc bir ayetinde, kaderi kulunun gayretine bağlamış.
Direk kulunu muhatap alan, ayet ile adeta bize açık çek uzatmış ki, üstünü siz doldurun ben kefilim size demiş. Daha ne desin? Bana güven ve dilediğin rakamı yaz, dilediğin projeye gayretin ve inancınla ulaşabilirsin demiş. Ve ardından güvence vermiş bir konuda başarılı olmazsan, başka bir kapı açıp rızkına kefilim, sakın korkma ve iste kulum vereyim, yeter ki seni yolumda göreyim demiş.
Kişi aklını ilimle, yüreğini imanla bileğini aşk ile kesinleştirip inançla, hangi işe asılırsa başarı garantisi vardır öyle değil mi?
Yaradan hiç kimseyi hiçbir şey yapamayacak kadar yeteneksiz yaratmadı. Mutlaka bir donanım, bir kabiliyet ile kurulumunda mevcut. Ancak, bir bilgisayar gibi olan zekâ, bilinç merkezi virüs girdiğinde sabote olup çökme ihtimali her daim vardır.
Hayat yolunda yol arkadaşları çok önemli. Doğru adımlarla doğru kararlar, almak yolu neşe içinde tamamlamanızı sağlar.
Ancak kul, hayat gemisinin dümenini korsanlara emanet ederse dünya hayatını esaretle, ahret hayatını ateşle neticelendirir maalesef.
Düşünmeden yapılan her iş her davranış bize acı faturalar, ağır yükler, korkunç zorluklar olarak dönüş yapacak ve tabi bu durumda ruhsal ne bedensel yönden hissettiğimiz stres depresyona, içimizde depreşen problemler aile saadetimizi hedef tahtası gibi delik deşik etmekte. Her ne kadar bu durum avukat ve doktor kardeşlerimize yarasa da ne yazık ki devlete ve millete büyükçe maliyet çıkarmakta.
Depreşen sorunlar yüzünden millet birbirini tepmekte.
Kanser, ülser, panik atak, kalp, paranoya, şizofrenler, alerjik hastalıklar, akabinde kavgalar ayrılıklar, arsızlık, hırsızlık, ahlaki çöküntüyü hızlandırıp, toplumun yaralarını kronikleştirmekte.
Yani kelebek etkisi cümlesi tamda bu duruma örnek.
Devletin maddi yükü arttıkça zayıf düşmekte. Bu durum bizim düşmanların iştahını karartıp, cesaretini arttırmakta.
Ülkenin bağışıklık sistemi zayıf olduğu anda her yönden darbe girişimi ile bizi yerle yeksan etmek isteyen dış ve iç yılanlar düşmanlar, adeta dişlerini
bileyip parçalamak için fırsat bulmakta.
Ve istiklal marşımızın başında bize telkin edilen, “Korkma” cümlesi ışık gibi parlasın hayat yolumuzda.
Zira yukarda mavi gök kubbe çökmedikçe, altımızdan bu kutlu toprak göçmedikçe bize ölüm ve yokluk ancak Allah’ın muradı ile olur korkma ki
Korkuyu korkutup, cesaret aşılayalım yeni nesle.
Hepimize milli duruşu korumak adına, ali devletin eli ayağı gözü kulağı olmak, bayrağı indirmemek, ezanı dindirmemek, namus, şeref onur, gurur meselesidir nokta
Saygı sevgi muhabbetle hoşça kalın sağlıcakla kalın.