Hatay Büyükşehir TV
Reklam
Emine Atakan

Nasıl DAHA iyi oluruz?

Nasıl DAHA iyi oluruz?
Bu haber 22 Şubat 2022 - 7:09 'de eklendi.

Şiddete, tacize, katliama karşı olursak her şey düzelir mi?

Asalım, keselim sorun biter mi? Bitmez!

Bir binanın, dört cephesi var ve her cepheden ayrı manzaralar görünür.

Mesela; karşı komşu denizi seyrederken, ben arka sokakları görüyorum, o telefondan bana komşu pencereyi aç dışarı bak, gemi limana yaklaştı çok kalabalık eğlence var diyor!

Ben penceremi, açtığımda, sokağın başında yaralı bir kuşu, iri bir kedinin kapmak üzere olduğunu görüyorum ve bağırıyorum, pısttt pist pist…! İşşşşt !!! Karşı komşu, ne oluyor ya! Niye cevap vermiyorsun diyor. Şimdi ben ne deyim ki?

Ön balkondan, tozpembe manzaraya bakıp da, benim de arka taraftan aynı şeyi görüp aynı şeyi hissetmemi isteyen hatuna. Bir şey diyemem! Gördüğünü ve hissettiğini, bilgisi dahilinde ifade ediyor sadece…

Ama ben, bir acı ve drama travma, izliyorum. Gerçeğin kendisini. Ruh halim, kalp atışlarım da ona göre olacak doğal olan normali bu değil mi? Şimdi, ifade etmek istediğim, birlikte yaşadığımız bu elim ve acı olaylar, yıllardır yaşanan kangren olmuş yaralardır.

Ve en sağlam, sağlıklı olması gereken kurum, aile kurumu olması gerekmektedir.

Ancak, parçalanmış enkaza dönmüş, sevgi ve şefkatin, hiç uğramadığı aile kurumlarından sağlıklı bireylerin çıkmasını beklemek binlerce fit yüksekten düşen uçaktan sağlam insanın çıkmasını beklemek değil midir!

Hadi hepimiz başımızı ellerimiz arasına alıp bir düşünelim!

Yıllardır bangır, bangır bağırıp  feryat etmiyor mu, çatırtılar sarsmıyor mu manevi dünyamızı !! Şimdi birden bire mi çıktı taciz ve katliamlar.

Hayır, hayır. Bundan 30 yıl, 40 yıl evvel de vardı bu acılar.

Ama sosyal medya denen günlük haber yaygarası yoktu.

Ben bir hemşireyim, öyle çok tanık oldum bu acılara ki, anlatmaya yüreğim yetmiyor. Siz de dinlemeye takat bulamazsınız inanın. Babasından, dayısından, ağabeyinden, amcasından çocuk yapan çocuklarımı anlatayım, yoksa milyarlarına güvenip, maddi durumu zayıf üniversite öğrencilerini ağına düşürüp metres hayatı yaşayıp kürtajlarla körpecik kızların geleceğini karartan, hatta 6 aylık cenini parçalayarak doğum yaptıran adi ş..lerimi anlatayım. Ama şunu unutmayalım, bu insanlarda bir zamanlar çocuktu ve muhtemelen çocukluğunu yaşayamayan, baskılamış, aşağılanmış, şiddete maruz kalmış, ya da şiddet gören, bir annenin çocuğu olmuş, payına düşen sevgi ve ilgiden, eğitim ve terbiyeden mahrum bırakılmış bir kişilik olarak, sağlam insan kayıtlarında yer almıştır.

Bu gün toplum, belki bedensel engellilerin sayısını biliyor, ama gerçek sorun olan duygusal ve algısal engellilerin sayısı ne yazık ki, istatistik olarak belirlenemeyecek kadar çok. Uzağa gitmeyin yakınlarınızdan başlarsanız saymaya, tahmin yürütebilirsiniz, değerli dostlarım Ne yazık ki acınası, kahrolası bir durumdayız. Ama bu sadece, Türkiye’nin değil, bu dünyanın sorunu! Üzüldüğümüz; Bizim inanç ve kültürümüze özgürlük sınırlarımıza yaklaşmaması gereken anlayışın, yazılı sözlü görsel basın aracılığıyla, gümüş tepside sunumunun yapılarak entegre edilmesi, bizi bizden ederek yok etmeye yönelik adanmışçasına icraatlar yapması. Kim ve ne adına olursa olsun, bizleri yıkmakta, sonumuzu kendi elimizle hazırlamaktadır. Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş.

“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur. Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.” Yarenler demiştir.

Evet, çok üzülüyoruz çok. Nesillerdeki dejenerasyonlara ama sadece üzülerek ve sorumluklarımızı başkalarının üstüne atarak kurtulamayız.

İnsan kalmak için, insanlığın varlık sebebini ve var edenin, emir ve yasaklarını bilmeli ve hayatımızda uygulamaya koymalıyız, terbiye ana karnında başlıyor bunu milletçe kabul etmeliyiz diyor, huzur, sağlık mutluluk esenlikler diliyorum.

 

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA