Otizm doğuştan gelen yaygın bir gelişimsel bozukluktur ancak bu bozukluk zihinsel bir engel değildir.Otizmlilerin sosyal hayata katılabilmeleri için herhangi bir engel yoktur, önemli olanın çocuğa ulaşma yollarını bilmek ve toplum olarak bilinçlenmekten geçer. Otizmli kişilerin özellikle çocukların, en temel sorunlarının iletişim kurmaktır.Çocuğa doğru iletişim yöntemleriyle ulaşmayla ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanmasıyla bu bozukluk en aza indirgenebilir.Otizm tanısı 9. aydan sonra da konulabilir -2,5 yaşından sonra da..; bu ilk başta ailelerimiz ve çevreleri için başta çok büyük sorunlar yaratır. Ailelerin bunu kabul etmesi oldukça zor oluyor, çocuklarında bir sakatlık bir özür olduğunu düşünüyorlar. Bu acı bir şey, hiçbir çocuk bunu hak etmez, aileleri bilinçlenmeye, çocuklarıyla doğru iletişim yollarını bulmaya davet ediyorum. Bu zihinsel bir özür değil, tedavi edilebilir bir şey. Çocuğunuzdan utanmayın, onu iyi tanıyın, isteklerini anlamaya çalışın. Otizmli çocuklar fiziksel olarak çok güzeldir, tekrarlayıcı hareketler, iletişim kopukluğu, sabit bir noktaya takılmak, bir şeyi saatlerce izlemek, tek bir oyuncakla oynamak gibi gelişimsel bozuklukları vardır. Kimi çocuklar konuşamamakta, onlar içinse farklı iletişim yollarının bulunmalıdır. Önemli olan çocuklarla ortak ilgiyi bularak iletişim kurmaktır, onlar kendi dünyasında olmayı dışarıya kapalı olmayı seviyorlar, bizimse onların topluma karıştırmamız gerekir, bu konuda anne babaya ve biz eğitimcilere büyük görevler düşüyor. Herkes üstüne düşeni yaparsa otizmli çocuklar toplum tarafından bir ‘öcü’ olarak görülmekten kurtulur. Bu çocukları dışlamak yerine onlara ulaşmayı deneyelim. Onlar saldırgan değildir, ama dertlerini anlatamadıkları için şiddet gösterirler. Biz ‘normal’ insanlarda aslında böyle değil miyiz? Son olarak bir çocuğa birey olarak bakmak yerine otistik olarak bakılırsa çocuk dışlanmış olur, ona karşı tüm kapılar kapanmış olur” diyerek önyargıları silmemiz gerekir.Her şeyden önce onlarında bir çocuk olduğunu ve onlara ulaşmanın çok da zor olmadığını unutmamalıyız…