Peygamberimizin komutanlarından biri olan, Muğire Bin Şube Altınözü ilçesinin Kuseyr yaylasında, mütevazı bir türbe içinde yatıyor.
Muğire Bin Şube, 600-670 yılarında yaşamış, Peygamberimizin komutanlarındandır. Altınözü ilçesinin Kuseyr yaylasının zirvesinde “Ziyaretköyü’nde” bulunan mütevazı bir türbe içinde yatıyor. Kaynaklara göre Şam’dan İstanbul’a giderken bu gün türbesinin bulunduğu yerde veba salgınından vefat etmiş. Bazılarına göre Türbede mezarı, bazılarına göre de makamı olduğu söylenir. İster Makamı, ister mezarı olsun, halk onu sevmiş ve türbenin etrafında bir köy oluşturup adına da “Ziyaretköy” demiş.
Muğire Peygamberimizin katıldığı bütün savaşlarda yer aldı. Cahiliye döneminde Lat putunun hizmetlerinde bulunan 13 kişiyi öldürüp firar etmiş, Amcası kan parasını ödeyerek onu putperest halkın elinden kurtarmıştır. Çok akıllı ve pratik zekâya sahip bir kişi olan Muğire’ye, Kadisiye Meydan muharebesinden önce, İran ordugâhına giderek putperestleri ıslama davet etmek görevi verildi. İran başkomutanı Rüstem Sasani imparatorluk tacı ile tahtında mağrurla oturmakta iken, Muğire onun bu kibrine aldırış etmeden, sade kıyafetiyle vakur adımlarla yanına geçip oturur. Rüstem görüşme sırasında İslam elçilerine aşağılayıcı sözler sarf eder. Söz sırası Muğire geldiğinde, büyük bir cesaretle konuşmaya başlar. “Saltanat diye bir şey yok. Devlet reisi milletinin hizmetçisidir” Bu sözlere öfkelenen Rüstem, Altın ve kıymetli taşlarla süslü kılıcını göstererek, ”Bana bak elçi efendi bu kılıç birçok insanlar tarafından ve birçok kere öpüldü.” Bunun üzerin Muğire kendi kılıcını göstererek “Benim kılıcım daha keskindir” diye cevabını verir. Anlaşma sağlanamaz ve bir gün sonra savaş başlar. İran ordusunun 80 bin askeri ve silah üstünlüğü var. İslam ordusunun kuvveti ise 8 bin imanlı mücahitten ibaret. Üç gün üç gece süren savaş sonrası İslam ordusu galip gelir ve başkomutan Rüstem öldürülür.
Bu savaştan sonra Hazreti Ömer Mugire’yi Kufe’ye vali olarak tayin etmiştir. Bu sırada Peygamberimiz de kendisine Taif’te bulunan Lat putunu kırma görevi verir. Muğire Taif’te doğduğu için halkı iyi tanıyordu. Omuzunda iri balyozu olduğu halde birkaç adamıyla birlikte şehre girer. Taif halkının şaşkın bakışları arasında, Lat putunun üzerine çıkarak ilk balyoz darbesini vurur. Az sonra bir nara atarak kendisini boylu boyunca yere bırakır, bayılmış numarası yapar. Putperestler buna çok sevinirler. Putlara karşı çıkanların akıbetinin böyle olacağını kendi aralarında konuşurlar. Bunları gören Muğire gülerek ayağa kalkar ve putu tamamen yıkar.
Muğire Peygamberimiz ölümün de de hazır bulunmuştur. Kabre indirildikten sonra üzeri kapatılmak isterken Muğire parmağındaki yüzüğü bilerek kabre düşürür. Almak için Hazreti Aliden izin ister ve kabre iner, çıkarken Peygamberimizin ayağını hürmetle sıvazlar. Böylece Peygamberimizin vücuduna dokunan en son kişi olarak tarihe geçer.